Alimpijevic böyle istedi! | Gran Canaria 78-80 Beşiktaş
Beşiktaş Emlakjet, Kanarya Adaları’nda son EuroCup şampiyonu Gran Canaria'yı deplasmanda 80-78’lik skorla devirerek adını çeyrek finale yazdırdı.
Beşiktaş Emlakjet, BKT EuroCup 8'li Final'de Gran Canaria'yı 80-78’lik skorla devirerek adını çeyrek finale yazdırdı. Bu zaferin altında yatan isim ve sebepleri bu yazıda enine boyuna ele almaya çalışacağız.
Maça başlarken şu detayı vermek gerek. Her iki takım da kötü serbest atış atarak dünkü maça kadar geldi ve bu durum özellikle savunma sertliğinden beslenen takımın artısına olacağı tahmin edilebilirdi. Kötü serbest atış atan bir rakibe karşı daha agresif savunma yapmak, topa daha fazla el kol sokmak tabii ki daha kolay verebildiğiniz bir karar oluyor. Nitekim bu durumdan faydalandığını söylemek gerekir Beşiktaş Emlakjet’in de. Takım savunmasının maç genelindeki performansına yazının devamında yine değineceğiz. Şimdi dilerseniz hava atışı kısmına geçerek maçın içine girelim.
"Tutuk Başladık"
Gran Canaria ikili oyunlarda uzunu dışarı çıkartan, kısalar üstünde baskı oluşturan bir savunma yapısıyla başladı maça. Hal böyle olunca kısalarınızın hızlı düşünüp karar vermeleri ve uzunların gerek kısa devrilme sonrası serbest atış çizgisi bölgesini tehdit haline getirmesi gerekse devrilmeyi bilmesi oldukça kritik bir hal alıyor. Ne Mathews ne de Needham maç başında bu doğru ve çabuk kararları veremediler. Aksine maç başında oyunu gereğinden fazla forse ederek süreyi kötü kullanıp genelde el üstü şutlara kaldılar. Bu kahramanlık denemeleri sonuç vermeyince Gran Canaria, savunmamız yerleşmeden bize hücum edebildi ve daha kaliteli şutlar buldular.
Maç başında oluşan üçlük farkını Gran Canaria iyi şut soktu, Beşiktaş sokamadı diye yorumlarsak eksik okuma yapmış oluruz. Gran Canaria gerek Happ’in yüksek post’tan pasörlüğü gerekse kısaların forvetten oynadığı ikili oyunlar devamında hem pota çevresinde hem de yayın gerisinden kaliteli şutlar bularak erken çift haneli farka ulaştı.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Gran Canaria’nın savunma planına karşı kısa devrilme sonrası serbest atış bölgesinden tehdit oluşturmaları ve devrilmeyi bilmeleri gerektiğinden bahsetmiştik. Delgado’nun floater atışları ve Simonovic’in devrilmeyi ve hatta dışardan içeriye oynamayı bilmesi üzerinden set hücumunda skor üretmeye başlayarak skora tutunduk.
Bu noktada özellikle Simonovic’in oyuna farklı bir boyut getirdiğini söylemek lazım. Hem savunmada rakibi top kaybına zorlayıp hem de hücumdaki çeşitli meziyetleri sayesinde maçın yavaş yavaş lehimize doğru kaydığını hissettik. Ayrıca (bu tabiri kullanmayı pek sevmesem de) kenardan takımın ihtiyacı olan enerjiyi getirmesi de yine maçın seyrinin değişmesinde kilit rol oynadı.
"Topa Baskı"
Hücumun bir nebze de olsa hareketlenmesiyle birlikte rakibin geçiş bulabilmesinin önüne geçmiş ve savunmaya yerleşmiş olduk. Yazının başında da bahsettiğim gibi kötü serbest atış bir rakip ile oynuyorsanız, savunmada daha agresif olmayı daha kolay tercih edebiliyorsunuz. Bunun da Beşiktaş’ın lehine işleyen bir durum olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Kısaların topa yaptığı baskı, takım halinde disiplinli rotasyonlarla birlikte rakibi sürekli top kaybına zorladık. Bu top kayıpların bizim açımızdan olumsuz bir yanı varsa o da bu top kayıplarının çoğunluğunun ölü top olarak dönmüş olmasıydı. Elden çaldığımız topların sayısı daha fazla olsaydı muhtemelen geçiş bulacaktık ve bunların çoğunluğu bize kolay sayı olarak dönecekti. Bizim gibi yarı sahada sorun yaşayan bir takım için geçiş bulmanın ne kadar elzem olduğunu düşünürsek, top çalma sayısının az düzeyde kalmış olması işimizi aslında zorlaştırdığını söyleyebiliriz.
"Alimpijevic’in Simonovic Tercihi"
Koçun maç içerisinde verdiği en doğru kararların başında Simonovic’e güvenmek olduğunu söylemek gerekir. 5 numaraya geçtiğinde ikili oyunlarda yaşadığı sorunları 4 numaraya geçtiğinde gizleyebildiğiniz bir isim Simonovic. Maçın sonunu Delgado’yla birlikte kapatan Sırp oyuncu, bilhassa maç sonundaki 2 hücum ribaundu üstü turnikeyle birlikte maçı koparan isimlerin başında geldi.
Beşiktaş’ın zaferini elbette sadece bu maç üzerinden okumamak gerekir. Alimpijevic hocanın oluşturduğu takım, yerleştirdiği doğru alışkanlıklar sayesinde Beşiktaş böylesine zor bir deplasmandan çıkmayı başardı. Dileriz bu alışkanlıkların meyvesini ileriki turlarda da almaya devam eder.