Türkiye’nin En Köklü Altyapı Kültürü, Beşiktaş’ın Öz Kaynağı.
Öz: Yuvada gözünü açan, oraya ait. Kaynak: Yenilenen bir su gibi devamlı gelen.
Altyapı. Nedir altyapı? Futbol kulüpleri için uzun vadeli başarının anahtarı, büyük bir takım kültürü için durmadan geliştirilmesi gereken bir mihenk taşı. Altyapıdan yetişen oyuncular, hem kulübün geleceğini inşa etmekte hem de sürdürülebilir başarı elde etmekte başrol oyuncuları. Birçok kulüp için altyapı her şey, yeteneklerine kanıp kaybolmadıkları ve A takıma yükselerek birer yıldız haline geldikleri taktirde o oyuncular da tarih için çok şey demek.
Ajax, kendi altyapısına ‘gelecek’ anlamına gelen De Toekomst diyor. Real Madrid, La Fábrica. Barcelona La Masia. Beşiktaş ise öz kaynak.
Altyapı deniyor genelde ama terminoloji önemli. Altyapı dendiği zaman, duvardır, penceredir, kanalizasyondur, bu tip şeyler gelir. Biz insanla uğraşıyoruz. O kulüpte gözünü açan, oranın örfünü adetini benimsemiş insanların, bir düzen içinde yetiştirilmesidir. “Kaynak” kelimesinde de bir duruluk, saflık, temizlik var. Çocuklar gibi. Düzen derken, bilinçli, planlı çalışmaları kast ediyoruz. Başarı tesadüf olamaz. -Serpil Hamdi Tüzün.
Geleceğin Tohumlarının Atıldığı Yerden
1970'lerin sonlarına doğru ekonomik olarak zor günler geçiren ve bir türlü şampiyonluk hasretine çözüm bulamayan Beşiktaş için medet umulan çıkar yollarından biri de Öz kaynak düzeni olarak görülmekteydi. Geleceği oluşturma görevi, stajını Ajax'ta yapan ve o dönem Galatasaray'dan da teklif alan Serpil Hamdi Tüzün’e verildi. Tüzün bilgiliydi, deneyimliydi, çare için hevesliydi ve her şeyden önce Beşiktaş demişti. Belki sorun bir değildi ve onlarcası vardı, sadece Beşiktaş’ta değil Türk Futbolunun genelinde. Sahici bir çözüm, işe yarar bir ilaç bulmak lazımdı. Tohumlar meyve vermeye başladığında anlaşılacaktı ki şüphesiz en iyi doktor da Beşiktaş'taydı.
Öz kaynak. Beşiktaş, 14 sezon sonra şampiyonluğuna kavuştuğunda, üç sene üste zafere koştuğunda, bağrından efsaneler çıkarttığında, 11 yaşında Türk futboluna kazandırdığı bir çocuk yıllar sonra şampiyon teknik direktörü olduğunda; şarkılar söyletirken, meşaleler yaktırırken, tarih yazarken ve motorları maviliklere sürdürürken evlatları hep oradaydı. Ziya, Fikret, Süleyman, Mehmet, Rıza, Metin-Ali-Feyyaz, Gökhan, Fuat, Nihat, Sergen… Sayılabilecek daha nice isim, yaşayan bir tarih ve yaşatılan bir sistem.
Beşiktaş öz kaynak düzeni teknik direktörü olarak amacım şu idi; 8 yıldır şampiyon olamayan (bu Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray için dünyanın sonudur.) Beşiktaş’ı eski gücüne kavuşturmak. Böylece geleceğin Beşiktaş’ının ve hatta Türk futbolunun temellerini atarak, Türk futboluna hizmette örnek ve öncü olmak. Aklımızda Beşiktaş’ın geleceğini oluşturmak, hatta Türk futbolunun temellerini atmak düşüncesi vardı. Bunlar iddialı sözler ama hepsi teker teker oldu. Taraftarın ‘Başın öne eğilmesin aldırma Kartal’ ağıtlarını biz o çocuklarla 14 yıl sonra zafer şarkılarına çevirdik. Allah’ın bir işareti belki de 81-82 sezonunda son maçta Eskişehir’i 2-1 yenerek 14 yıl sonra şampiyon olurken iki gol de Ziya Doğan’dan geldi.
İlmi hayattan, Hayatı Beşiktaş’tan
Çimeni bile zayıf toprak sahadan futbolcu çıkarmak, üstelik seni şampiyonluk yapabilecek yetenekte futbolcular çıkarmak şüphesiz hiç kolay değildi. Altyapıdan çıkan ilk isim olan Süleyman Oktay, o disiplini şöyle örnekliyor: "Alibeyköy'le oynadık. Yanılmıyorsam 8-1 ya da 8-2 bitti. Soyunma odasına girdik, çok mutluyuz. Hocamıza ilk maçında galibiyet hediye etmişiz, sekiz gol atmışız. Serpil Hamdi Tüzün içeri girdi. Hepimizi oturttu önce, şunu dedi: "Arkadaşlar, bu oynadığınız futbol değil. Siz futbol oynamıyorsunuz, futbolu bilmiyorsunuz, öğrenmemişsiniz!" Hepimizin yüzündeki gülüş gitti bir anda, "Ne diyor bu!" dedik. Sonra modern futbolu öğrenmeye başladık…"
Serpil Hamdi Tüzün'ün Sergen Yalçın'a henüz 11 yaşındayken bir defter verdiği ve her gün farklı gol pozisyonları hayal edip, defterine çizmesini söylediği anısını yıllardır biliyoruz. Bir benzerini üst dönemin öğrencisi olan Fuat Yaman da söylüyor:
16 yaşındayım, bir defter vermişti. Her maçtan sonra karşılaştığım zorluklar, maçta neyi iyi, neyi kötü yaptın? Sonra o defterleri alır ve maç maç kendi aldığı notlarla karşılaştırır. Hep şunu derdi: "Maçtan sonra en çok başınız ağrıyacak. Ayaklarınız, bacaklarınız değil. Düşünmekten yorulacaksınız." Benim kariyerim boyunca hep başım ağrıdı bu yüzden. İnsanların beynindeki nöron sayısından ve futbolcunun nöronlarını artırma çalışmasından bahsederdi. "Nöron ne, ne işe yarar?" diyorsun. Daha 18 yaşındasın. Google yok. Eve gel, ansiklopedi aç, araştır… Bu da bir altyapı çalışması bak.
En az bir antrenmanı ciddiye aldığı kadar o oyuncuların zihnini de ciddiye almak. Oyuncuların gözünü sadece sahaya ve oyuna değil, hayata dair tesislerden içeri girdiği anda açmak. Oyuncular için de artık Beşiktaş’ın oyuncusu gibi davranmak zorunda olmak. Herkesin altından kalkamayacağı kadar büyük bir sorumluluk ve disiplin örneği.
Gordon Milne Beşiktaş teknik direktörlüğüne getirildikten sonra yaptığımız ilk idmanlardan biriydi. Ön direk, arka direk, pozisyon alma üzerine çalışmalar yapıyorduk. Mesela Ali (Gültiken) öndeyse ben arka direğe koşuyordum, arkada ise ön direğe. Hep olmam gereken yerdeydim. İdman sonrası Milne beni yanına çağırdı. “Hep doğru yerde olmayı nasıl başarıyorsun? Yapman gerekeni nereden biliyorsun?” diye sordu. Ben de ona, “Serpil Hamdi Tüzün hocamız bize bu çalışmayı 17 yaşında yaptırdı. Yıllar önce öğrendim” dedim. Çok şaşırdı. Yani Serpil hoca sürekli konuştuğumuz İngiliz futbolunun bile önünde bir antrenördü. Türkiye’de bir öz kaynak düzeni akademisi varsa o da Serpil Hamdi Tüzün öz kaynak düzeni akademisidir. Ondan hayatımızın her alanına etki eden şeyler öğrendik. Yaşadığım müddetçe minnetle anacağım bir kişidir. -Feyyaz Uçar.
Dünden bugüne hiç değişmedi; oyuncular maça çıkarken karşılarında bir rakip olacağını nasıl biliyorlarsa, sevindirmeleri gereken binlerce çocuk olduğunu da biliyor. Beşiktaş’ın her detayıyla yaşatması gereken tarihi de bu zaten.
"Genç takımda maça çıkacağız, o zaman A takımdan önce biz oynuyoruz. Tam kapalı tribünün altında kalan koridorda ısınıyoruz, o dönem Beşiktaş kötü durumdaydı ve taraftarının meşhur tezahüratı vardı: 'Başın öne eğilmesin. Aldırma Kartal aldırma!' Serpil Hamdi Hoca, 'Duyuyor musunuz?' dedi, 'Bir gün gelecek bu tezahürat buradan silinip gidecek. Hiçbir insana bunu söyletmeyeceksiniz. Beşiktaş, insanlara galibiyet, şampiyonluk şarkıları söyletecek. Bana söz verin." -Fuat Yaman
"Gelecek, Beşiktaş'ındır."
Bu söz yine Serpil Hamdi Tüzün'e ait. Gelecek Beşiktaş'ın çünkü bize değişmez bir gelenek bıraktı. Beşiktaş, 2024 yılında hala her yaş grubunda en rekabetçi altyapıya sahip olan ve A takımda en çok altyapı oyuncusu bulunduran takım konumunda. Galatasaray 7, Fenerbahçe 1 altyapı çıkışlı oyuncuya sahipken Beşiktaş 10 oyuncuyla ligin zirvesinde. Beşiktaş'ın her gün Fulya yokuşunda alın teri dökmüş gençleri milyonlarca Beşiktaşlının göz bebeği ve Serpil Hamdi Tüzün’ün ektiği tohumların meyvesi olmaya devam ediyor.
Daima isimlere sahibiz.
Altyapı kodları bugün de Beşiktaş'ın vazgeçilmezi. Takımın altyapısından çıkan ve hala en büyük yeteneklerinden biri olan Sergen Yalçın, göreve geldiği 2020 yılında yine o genç oyunculara güvenmeyi tercih etti. Kalesini düşünmeden emanet ettiği Ersin Destanoğlu ve sol bek Rıdvan Yılmaz’la anlı şanlı bir şampiyonluk yaşadı. Serpil Hamdi Tüzün'ün "Futbolda kaleciler, golcüler ve diğerleri vardır." sözünü düşünürsek, 2024-2025 sezonu Beşiktaş kadrosunda Ersin’in ardından Göktuğ Baytekin (2004) ve Emir Yaşar (2006) olmak üzere iki kalecisi daha göreve hazır bekliyor. Kale rotasyonu öz kaynağa emanet, ya golcüleri?
17 yıldır Beşiktaş forması giyen kaptan Necip Uysal, 17 yaşına yeni giren ve devamlı forma şansı bulan Mustafa Erhan Hekimoğlu.
Beşiktaş'ın bu sezon Giovanni Van Bronckhorst'un da inisiyatifi doğrultusunda transfer yapmadığı forvet mevkinde iki yedek forveti de bu camianın göz bebeği.
Mustafa Erhan Hekimoğlu, bu sezon Galatasaray karşısında kaydettiği beşinci gol ile Türkiye'de derbiler tarihinde gol atan en genç ( 17 Yıl, 3 Ay, 13 Gün) futbolcu oldu. Aynı zamanda Beşiktaş formasıyla bir Avrupa Ligi maçına ilk 11’de başlayan en genç oyuncu ünvanı da ona ait.
Beşiktaş’ın bugün satabileceği, gelir elde edebileceği ve konu yetenek olduğunda övmelere doyamayacağı en büyük umutlarının öznesi şüphesiz 10 yaşından beri altyapısında forma giyen Semih Kılıçsoy.
"Transfer konularını hiç düşünmüyorum. Kulübümün çıkarları ve kararları doğrultusunda hareket ediyorum. Burada oynadığım için inanılmaz mutluyum, inanılmaz keyifliyim. Bu formayı giymek benim çocukluk hayalimdi."
Bulduğu her fırsatta İnönü’de oynamanın onun en büyük hayali olduğunu anlatan Semih, Beşiktaş’ın çocuğu olmak nedir her detayıyla en iyi anlatan isim aynı zamanda. Çünkü burası bir başka takımın ismini kullanarak ‘fabrika’ olarak adlandırılacak bir yer değil, her şeyden önce yuva ve bu çocukların hepsi de camiasının evladı. Beşiktaş’ta oynamak için onu çok sevmen gerek çünkü. İmzaların kalbe atıldığı yerde profesyonel sözleşme imzalamanın yolu oradan geçiyor.
"Küçük yaştan beri Beşiktaş maçlarına gidiyordum. Daha yaşım küçükken, param da yokken, Beleştepe'den, kalenin bir bölümünü gören açıdan maçları izlerdik. Beleştepe'ye gitmemin nedenlerinden biri Beşiktaş takımının, tünelden İnönü'ye çıkışını görmekti. Önce üç-dört polis girer, kenara çekilir, sonra da Beşiktaş sahaya çıkar… Kalbim duracak gibi olurdu. Orada oturan bir çocukken önce Şeref Stadı'na ayak basıyorsun, bir buçuk sene sonra da o tünelden çıkıyorsun. O an 'Şimdi nefesi kesilen, kalbi duracakmış gibi olan kaç çocuk vardır acaba?' diye düşündüm. -Fuat Yaman
Beşiktaş’ın gelenekleri var dediysek mübalağa değil, neredeyse maç öncesi antrenmanları kadar önemli bir de ‘aidiyet idmanı’ kültürü var bu takımın. Sevinmek için sevmeyen taraftarın sahada görmek istediği oyuncu grubu da tam olarak bu.
"Beşiktaş bayrağı vardı, o bana zimmetliydi. Her maçtan sonra eve götürürdüm, annem yıkar, ütülerdi. Sonraki maça götürürdüm ve Şeref Stadı'nın soyunma odalarının girişindeki peteklere koyardım… Isınırdık, maç konuşması yapılırdı, Serpil Hamdi Hoca son sözlerini söylerdi ve sırayla tek tek o bayrağı öperek sahaya çıkardık. İçeride dışarıda her maç! Futbol eğitiminden daha önde tuttuğu bir şeydi kulübün tarihini öğretmek. Şeref Görkeylerden girer, Kaya Köstepenler, Süreyya Özkefeler, Ahmet Fetgeriler… Hepsini bize öğretti. Bir de sınav yaptı. 'Hangi kulüpte olduğunuzu, ne tür bir büyüklükte olduğunuzu bilmelisiniz' derdi. İlk zamanlar 'Bunların bize ne faydası olacak?' diyordum ama öyle değil işte." -Fuat Yaman
Beşiktaş 2024 Ocak ayından itibaren altyapısına 13 oyuncu transfer etti.
Bu transferlerin 5'i U-15 yaş grubu, 4'ü U-14, 2'si U-11, 2'si U-12 için yapıldı.
Beşiktaş'ın özünden gelen, geçmişte Serpil Hamdi Tüzün'ün yardımcılığını da yapan, şimdi Beşiktaş Futbol Akademisi Gençlik Gelişim Teknik Sorumlusu Mehmet Ekşi, "Biz Beşiktaş olarak zaten söylüyoruz; Serpil Hamdi Tüzün hocamızdan itibaren öz kaynak düzeninden geliyoruz. Sonra akademiyi kullanmaya başladık. Dolayısıyla bizim felsefemiz belli zaten, Serpil hocadan gelen felsefemiz var; iyi insan, iyi öğrenci, iyi futbolcu… Biz buna Futbol Federasyonu'nda iyi vatandaşı da kattık. Bu felsefeden, 'Şerefinle oyna, Hakkınla kazanı' öğretiyoruz biz Türk çocuklarına, buradaki çocuklarımıza. Önce onu öğretiyoruz. Önce insan olmayı öğretiyoruz. Daha sonra olabiliyorsa futbolcu oluyor. Tabii biz Beşiktaş olarak dünya devleriyle savaşıyoruz. Beşiktaş'a kaliteli, komple futbolcu üretmek zorundayız. Ama çağdaş olanaklara, çağdaş koşullara sahip olmadan artık bugünün futbolunu oyunculara öğretmek çok kolay değil.
Bu sezon Beşiktaş Artaş U-15 Takımı, U-15 Gelişim Ligi yarı finalinde Galatasaray’ı 1-0 mağlup ederek finale yükseldi. Finalde Bitexen Antalyaspor’u penaltı atışları sonucunda 8-7 mağlup ederek şampiyon oldu.
Ayrıca yine U-15 takını, Arnavutluk’ta düzenlenen Future of Football Tournament adlı turnuvada KF Tirana, Kamza Sport, FC Kinostudio ve AF Tirona Republic ile karşılaştı. Beşiktaş U-15, grup maçlarında oldukça dominant bir performans sergileyerek 6-0, 10-0 ve 5-0’lık net skorlarla rakiplerini mağlup etti. Yarı finalde Partizani takımına 1-0 mağlup olarak turnuvayı 4. sırada tamamladı.
Beşiktaş U-13 Takımı, 20-22 Eylül 2024 tarihlerinde Kuzey Makedonya’da düzenlenen Eurosport Cup 2024’te namağlup şampiyon oldu. Takımın yeni transferi ve yıldız oyuncularından Kuzey Ali Altınten, 11 gol atarak turnuvanın en iyi golcüsü seçildi ve Beşiktaş altyapısının gelecek vadeden oyuncularından biri olarak kendini uluslararası arenada gösterdi.
Gelişim Ligleri’nin 2024-2025 sezonu birçok yaş grubunda 6 Ekim Pazar günü başlayacak ve Beşiktaş altyapı takımları, umuyoruz ki bu sezon da büyük başarılara imza atacak. Samet Aybaba ve diğer akademi antrenörlerinin üzerine büyük özveri ve emek harcadığı geleneğimizle daha onlarca yıldız çıkaracağımızı biliyor ve bütün akademi oyuncularımız için en iyisini diliyorum.
Geleneğimiz, geleceğimiz.