Karanlıkları Güneşle Aydınlatmak - Ole Gunnar Solskjaer

Bir insanın cesaretini öğrenmek istiyorsan, ona kolay yollar değil, zor virajlar ver. Çünkü cesaret, konforun değil, meydan okumanın içinde büyür.

Giovanni van Bronckhorst’un görevden alınmasının ardından gelen 9 maçlık Serdar Topraktepe dönemi, yeni bir seçim süreci ve Serdar Adalı’nın Beşiktaş’ın 36. Başkanı olarak seçilmesiyle birlikte Beşiktaş, teknik direktör arayışlarını da tamamladı ve belirsiz bir sürecin daha sonuna geldi.

Son şampiyon teknik direktör Sergen Yalçın’ın 2022 yılındaki ayrılığı sonrası 3 sezonda Beşiktaş teknik direktörlüğüne geçen 9. isim Ole Gunnar Solskjaer oldu. Futbolculuk kariyerinde adını Manchester United’da kazandığı “Bebek Yüzlü Katil” lakabıyla duyuran Solskjaer, sırasıyla Molde, Cardiff City ve Manchester United teknik direktörlük tecrübelerine sahip.

Beşiktaş’ın teknik direktörlüğü, sadece teknik, taktik ve maçlardan ibaret olmaktan sıyrılalı çok oldu. Bu görev artık kaosun ortasında söz sahibi olmayı, medya baskısına dayanmayı, taraftarı hem saha içinde hem saha dışında tatmin etmeyi ve Beşiktaş camiasını bir arada tutacak bir lider olabilmeyi gerektiriyor. Aldığı övgüler, eleştiriler ve tüm yorumlara rağmen de Solskjaer bu yönleriyle çizdiği portrede çeşitli çıkmazların üstesinden zaten gelmiş bir figür. 

Norveç ekibi Molde’den, Premier Lig’de dünyanın en büyük kulüplerinden Manchester United’ı tekrar zirveye oynatmasına kadar kariyeri, birçok meydan okumayla dolu. United taraftarı onu en zor günlerinden birinde direksiyonun başına geçirdi ve başardıkları karşısında onu; ‘zehirli havayı dağıtan adam’ kimliğiyle tekrar efsaneleri haline getirdiler. Hala United taraftarının gönlünde çok özel bir yere sahip ve kulübün son 10 yılının en iyi oyununu oynatan teknik direktörü olarak görüldüğünden, yerini henüz doldurabilmiş sayılmazlar.

Yeni Bir Meydan Okuma

11 Kasım 2024 - Ole Gunner Solskjaer: "Doğru insanlarla birlikte heyecan verici bir şey olmalı. Şu anda kendimi o kadar iyi hissediyorum ki, Nordmøre'den ayrılmayı seçmem için beni yeterince motive edecek bir şey olmalı." 

Beşiktaş’ta onu United’da göreve geldiğinde yaşadığı havaya çok benzer bir hava bekliyor. Bir meydan okuma olduğu da, zehirli bir durumu çözmesi gerektiği de kesin. Beşiktaş’ın bugünkü durumunda saha içi stratejisi ne kadar önemliyse saha dışındaki psikolojik savaşları da yönetecek bir liderliğe ihtiyacı var. Uzun süredir konuşulanlar, seçim süreçleri, kulüpteki mali sorunlar, transfer başarısızlıkları, sahadaki tutarsızlıklar ve hedeflerden uzaklaşan bir futbol anlayışı, camiayı kendi karakterinden sıyırmış durumda. 

Ole Gunnar Solskjaer'in göreve gelmesindeki en büyük etken de bu sebepler. Tıpkı Serdal Adalı'nın seçim vaatlerinde olduğu gibi yol yönergesi değişmedi. Yapılanma sürecinde öncelikli beklenti yıllar boyu taraftarın sönmeyen tutkusunu saha içine yeniden yansıtacak bir futbol anlayışı geliştirmesi.

Yeni bir anlayış ve eski karaktere ve geleneklere geri dönülmesi...

Takımı yeniden Beşiktaş gibi oynatmak, şüphesiz kolay bir görev olmayacak. Ancak Norveçli teknik direktör, fark yaratmak isteyen bir teknik adam. Genç oyunculara verdiği şanslar, dokunduğu ve parlattığı oyuncular, çalıştığı, geliştirdiği ve değiştirdiği isimler ve kriz anlarında aldığı cesur kararlar düşünüldüğünde bu sınavı daha önce verdi. Bugün baktığımızda Beşiktaş kötü bir durumda gibi görünüyor olabilir ancak kadrosunda daha önce yaptığı gibi form grafiğini yükseltebileceği oyuncular bulunuyor. Solskjaer'in dokunuşlarıyla takımın duruşu sezon sonuna kadar değişebilir ve Beşiktaş, taraftarını gelecek sezon için yeniden heyecanlandırmayı başarabilir. 

Molde ve Manchester United Dönemleri

Solskjaer'in Molde'de takımı genellikle 4-2-3-1 şeklinde dizdiğini söyleyebiliriz. Sağlam savunma ve saldırgan hücum anlayışıyla hücumda patlayıcı ve yaratıcı futbol oynatmayı seven bir teknik adam. Sahada defans çizgisini öne taşıyarak, sahanın her bölümünde rakibi kapatmayı ve hızlı kontra, hızlı hücum planıyla zamanında baskı kullanan kontrollü bir savunma yaklaşımını tercih ediyor. Forvet gibi içe konumlanan kanat oyuncularından ve akışkan, boşluk bulmaya ve faydalanmaya çalışan ön dörtlü oyuncudan oldukça yüksek verim alıyor.

Molde ile ilk iki sezonunda üst üste iki kez şampiyonluk yaşadı. Üçüncü sezonunda altıncı olmasına rağmen kulüp tarihinde 3. kez Norveç Futbol kupası'nı kazanmayı başardı. 2016 yılında ligi beşinci, son sezonunda da ikinci olarak tamamladı.

Solskjaer, Molde'den adeta ödünç alınarak, Mourinho dönemindeki sıkıntılı kriz havasıyla sarsılan Old Trafford’a çağrıldığında da kargaşa içinde bir takım miras almıştı. Kulübe hakim olan genel mutsuzluk havası dışında, Manchester United standartlarının oldukça aşağısında oldukça sıradan bir takıma sahipti. Yine de aldığı üst üste galibiyetlerle muhteşem bir başlangıç yaptı. Bu kez herkesin aklında tek bir soru vardı: "United Solskjaer ile devam mı edecek, yoksa yerine başkasını mı arayacak?" Ancak soruların üzerine çok düşülmesine gerek kalmadan kulüpteki ruh halinde ve oyuncu performanslarında dikkate değer bir değişim sağladı. Aldığı her galibiyet onu destekleyenlerin sayısını arttırdı ve 'geçici' teknik adamlıktan kalıcılığa terfi etti. Manchester United’ı tekrar mutlu bir kulüp haline getirdi.

Devraldığı takımda hızla ilk 11'ini seçti ve onları 4-3-3 sistemine göre dizdi. United'ın geleneklerinden sayılabilecek hızlı ve doğrudan hücum futbolu oynamasını isteyen taraftarlara tam olarak bunu vermek istiyordu.

Mourinho'nun bir türlü çözüm bulamadığı savunmaya basit bir mantıkla ilaç oldu: kale önünde savunma yapamıyorsak, önde savunma yaparız. Ayrıca United'ın baskı metresini de, Mourinho yönetiminde Avrupa'nın en kötülerinden biriyken Avrupa'nın en iyileri arasına yükseltti.

168 maçı yönetti ve bunların 92'sini kazandı. Aralık 2018'de Jose Mourinho'nun yerine geldikten sonra Premier Lig'de altıncı sıraya kadar çıktı. Ertesi yıl üçüncü ve ardından 2020-21'de Manchester City'nin arkasında ikinci oldular. Ertesi Kasım ayında görevden alındı.

Kişisel Dokunuşları

Molde dönemi ve Solskjaer ismi yan yana geçtiğinde akla ilk önce hangi futbolcunun geldiğini biliyoruz. Haaland, onu şöyle anlatıyor:

"16 yaşında Molde'ye geldiğimde bana ilk günden itibaren çok şey öğretti. Forvetti, ben de forvetim. Solskjaer'in bana söylediği ilk şey topa kafa vurma konusunda hiçbir fikrim olmadığı ve bunun üzerine çalışmamız gerektiğiydi. Molde'de bulunduğum dönemde bu özelliğimi de geliştirmeye çalıştık. Bu iyi bir şeydi ve bana çok yardımcı oldu çünkü o dönem kafa vuruşlarım gerçekten de etkisizdi ama şimdi birçok kafa golü atabiliyorum."

Özgürlük sağladığı ve ‘dokunduğu’ futbolculardan Pogba’ya kesinlikle bir prime dönem yaşattı. Solskjaer göreve geldikten sonra Pogba çıktığı ilk dokuz maçta beş gol ve dört asistlik inanılmaz bir performans sergiledi. Mourinho yönetiminde maç başına attığı şut ortalamasını 2.93'ten 4.08'e yükselti ve bu yaşadığı sakatlıklara rağmen istatistik istikrarlı şekilde devam etti. Solskjaer döneminde 108 maçta 18 gol 25 asist üretti.

Onun önünde, Mourinho yönetiminde maç başı ortalama 2.01 şut ortalamasını Solkjaer’in ilk dokuz maçında 4.81'e çıkaran Rashford vardı. Solskjaer döneminin ilk 10 maçında altı gol kaydederek parlamaya başlamıştı. Formu sürdü ve 135 maçta 55 gol 24 asistle oynadı.

Solskjaer: "Ne kadar çok gol atarsanız daha çok gol atacağınıza inanıyorsunuz. Ne kadar çok puan alırsanız, aynı pozisyonlara girme konusunda kendinize güvenme şansınız o kadar artıyor. Hafta içi çalışma şekli harika çünkü çok pratik yapıyor. Çalışma hızında kimse onu yenemez, hiç kimse onu tavır konusunda yenemez."

Yıldız oyuncu olarak daha da parlattığı isimler arasında sayılabilecek başka bir isim olan Bruno Fernandes de, transferini çok isteyen hocası Solskjaer yönetiminde oynadığı 97 maçta 44 gol 34 asist üretti.

Şimdi sırada Beşiktaş'ta dokunacağı, parlatacağı ve transfer edeceği isimler hakkında bir heyecan dönemi başlıyor. Özellikle geçen sezon çıktığı üst düzey oyuna dönüp dönmeyeceği ile Beşiktaş'ın göz bebeği Semih Kılıçsoy ve fizik yapısıyla Haaland'a benzetilen, henüz 17 yaşında olan Mustafa Erhan Hekimoğlu konusunda nasıl bir etkiye sebep olacağı merak konusu. İstanbul'a adım attığı ilk gün başkan Serdal Adalı ile birlikte Beşiktaş U-19 maçını seyretmesi ve notlar alması da planları konusunda bu heyecanı arttırıyor.

Ole Gunnar Solskjaer: "Uygun ve doğru transferleri yapma hedefindeyiz. Yanlış transferleri yapacak zamanımız ve paramız yok. Kulübün son yılları zor geçmiş. Bu hissiyatın nasıl olduğunu biliyorum. Oyuncular hedef ister. Düşüş göstermiş olabilirler ama artık ileriye döneceğiz."

Yapılanma ve dönüşüm sürecinde camianın birlik ve beraberlik içinde teknik direktörlerini desteklemesi çok önemli. Tecrübeli teknik adam, ilk maçında çok ciddi bir rakibe karşı oynayacak ve Avrupa'da Athletic Bilbao ile karşılaşacak. Bunun en güzel günlerin başlangıcı olmasını diliyoruz.

Zifiri karanlığı yaşadık, artık güneşe ve aydınlığa kavuşma; artık motorları maviliklere sürüp sahibi olduğumuz boğazın en güzel köşesinde şampiyonluklar kutlama zamanı.